18 Temmuz 2015 Cumartesi

Gündüz Vassaf'tan

Medeniyet, Kültür, Sanat
...
Eski çağlarda insan, bırakın torunlarını, torunlarının torunlarının bile kendisininkinden farksız bir yaşam süreceğine mutlak gözüyle bakabilirdi. Büyüklerinden dinledikleri atalarının destanları da günlük yaşamlarının asırlardır değişmediğinin, yani yeryüzündeki yaşam biçiminin kalıcı sürekliliğinin bir kanıtıydı. Bugünün tersine, merak uyandıran yarın değil, öbür dünyaydı. Zihinleri meşgul eden, kişinin öldükten sonra kertenkele mi, yoksa kaplumbağa mı olacağı, cennet ya da cehennemde nelerle karşılaşacağıydı.
...
Dünyayı değiştirmek için haberleri izlemiyorsak, hiç izlememek, ruh sağlığımızı korumak, düzenin dolambaçlı dünyasının ibret verici yollarında kaybolmaktansa kendi dünyamızı diri tutmak, değerlerimizi koruyarak sonraki kuşaklara aktarabilmek daha iyi olmaz mıydı? Ya da medya ve devletlerin denetim ağına girmektense, yeni teknolojilerden yararlanarak kendi haberlerimizi üretmeyi, tanıklıklarımızı paylaşmayı deneyemez miyiz? Gazete sayfalarının arkasında, televizyon ve bilgisayar ekranları başında koltuklarımızda kaldıkça oy vermenin demokrasinin bittiği değil başladığı nokta olduğunu unutmuş gibiyiz. 

Hiç yorum yok: